Çikolata kisti nedir, çikolata kistinin belirtileri nelerdir, çikolata kisti tedavisi sorularına yanıt arıyorsanız yazımızı okuyabilirsiniz.
Çikolata kisti, hanımların başlarına bela olan ve cinsel hayatlarını gerçekten çekilmez kılabilen bir rahatsızlık olarak biliniyor. Bilimsel adı Endometriosis olan çikolata kisti, zamanında teşhis ve tanı edildiğinde gerçekten tedavisi mümkün olan ve kalıcı olarak iyileştirilebilen bir hastalıktır. Hastalığa yakalanan ABD nin efsanevi film yıldızı Marilyn Monroe nün muzdarip olduğu bir hastalık olması nedeniyle çikolata kisti Marilyn Monroe Hastalığı olarak ta biliniyor. Şimdi ABD de ünlü bir doktor olan Dr. Tamer Seçkin in Milliyet Gazetesinde yayımlanan ve bu hastalığın ne olup olmadığını, tedavi yollarını anlaşılır biçimde kavrayacağınız yazıyı paylaşalım.
ENDOMETRİOSİS NEDİR-ÇİKOLATA KİSTİ BELİRTİLERİ NELERDİR
ABD’de ‘mucize bebekler doğuran adam’ lakabı takılan, adı Mehmet Öz kadar duyulmaya başlanan Türk doktor Tamer Seçkin’in uzmanlık alanı kadınlar için hayatı cehenneme çeviren endometriosis adlı hastalık… Ergenlik döneminde âdet sırasında hissedilen ağrılarla kendini belli ediyor, Çikolata kisti olarak ta bilinen bu hastalık, cinsel temas sırasında dayanılmaz sancılara yol açıyor. Endometriosis rahatsızlığı, kadınlarda kısırlığın da en büyük nedenleri arasında. Marilyn Monroe’nun hastalığı olarak biliniyor.
Monroe’yu intihara götürdü
Monroe, çocuk yapamamasına da yol açan Çikolata Kisti hastalığı nedeniyle ağrı kesici ilaç kullanma alışkanlığı edindi. Eşi olan ünlü yazar Arthur Miller’dan çocuk sahibi olmak istemişti.Ancak hamileliğinin tıp dilinde ektopik denen yabancı gebelik olduğu anlaşıldı. Marilyn Monroe’nun bile yıllarca kimselere anlatamadığı hastalığı hâlâ tabu.
ABD’nin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da kızı Chelsea’ye hamile kalmakta zorluk çektiğinde hastalığını öğrendi. Bu hastalığa sahip olan, Salman Rushdie’nin eski eşi Padma Lakshmi, Dr. Tamer Seçkin’in kadınların hayat kalitesini düşüren Çikolata Kisti hastalığıyla mücadele etmek için kurduğu vakfın ve hastalığın tanıtım yüzü oldu üstelik. Vakfın sitesinde Lakshmi’nin Seçkin’den hayatımı kurtaran doktor diye bahsettiği ve çektiği acıları anlattığı görülüyor. 30 yıldan bu yana ABD’de yaşayan, kadınların koruyucu meleği olarak tanınan Tamer Seçkin’le, annesini ziyaret etmek için geldiği İstanbul’a konuşma fırsatı buldum.
Çikolata Kisti Nedir?
Üretme çağındaki kadınların hastalığı. 13 yaşından menopoz yaşına kadar görülebilen, hayatı işkenceye çeviren bir hastalık. Aşağı karın bölgesinde önce âdet dönemlerinde basit ağrılarla başlar, bir müddet sonra kramp ağrılara dönüşür. Cinsel temas sırasında ve sonrasında dayanılmaz ağrı yapar. Cinsel hayat kâbusa döner. Âdet dönemlerinde bu hastalarda ikili bir kanama oluyor gibi düşünebilirsiniz. Normal âdet kanamasının çıkış yolunun dışında bir kanama yaşanıyor. Bağırsak bölgesinde karın iç zarında yaşanan bu kanama hiçbir zaman dışarı çıkmıyor, çamur tarlası gibi kalıyor. Çikolata kisti denen bu yapılar böbrek yollarını tıkıyor. Böbrek yavaş yavaş şişiyor ve hasta farkında olmadığından böbreğini kaybediyor. Bağırsakta da tıkanıklık, yumurtada kist yapıyor. Kanser gibi diğer organlara saldırıyor, hastalığa öldürmeyen kanser diyorlar bu nedenle.
Çikolata Kistinin Nedenleri Nelerdir?
Tam olarak açıklanabilmiş değil. Genetik olabiliyor. Çevre ve zararlı maddelerin de etkili olduğu yönünde çalışmalar var. Hastaların büyük çoğunluğunda kısırlık da oluyor.
Çikolata Kistinin Belirtileri veTanısı
Çikolata Kistinde Belirtiler bir arada veya tek tek de görülebiliyor. Hastalık başka hastalıkların arkasında saklanabiliyor, karıştırılabiliyor. ABD’de bile ilk belirtiden tanının konmasına kadar aradan 10 yılın geçtiği vakalar var. Çikolata Kisti Teşhisi çok zor bir hastalık. Genellikle üşütme, enfeksiyon diye geçiştiriliyor! Genç kızların cinsel olarak aktif olmadığı durumlarda tanı koymak daha da zordur. Doktorlar da tanı koymak için iyi eğitilmiş değil bu hastalıkta. Yüzde 100 tanı endoskopiyle konuyor.
Çikolata Kistinin Nasıl Geçer
Tanı geciktiğinde sonuçları ne olabiliyor?
Çikolata Kisti Hastalığının ileri döneminde böbrek yolları, bağırsak sistemi tıkanıyor. Rahmin alınması yine en çok gördüğümüz uygulama. Hastalığın karıştırıldığı, bu nedenle apandisin alındığı durumlar çok yaygın. ‘Bağırsakta mı, midede mi acaba rahatsızlık?’ derken ağrılar devam ediyor. İntihar eden hastalar var. Türkiye’den bir hasta gelmişti. Doktoru cinsel birleşme esnasında alkol almasını önermiş. Hastalığın psikolojik olduğu düşünülebiliyor bazen. Oysa tamamen fizyolojik ve öyle ayağı sıcak tutmakla, alkol almakla geçiştirilecek türden değil.
Çikolata Kistinin Tedavisi nasıl yapılıyor?
Endoskopik titiz mikro cerrahi yapılıyor. Sorunlu bölge temizleniyor, böylece bölgede yeni doku oluşuyor. Zor operasyonlar, en az 4 saat sürüyor bu ameliyatlar. Operasyonun ardından hastanın hayat kalitesi derhal düzeliyor. Doğru tanı konulmazsa hasta yıllarca Çikolata Kisti ile savaşıyor.
Türkiye’de çalışmayı düşünüyor musunuz?
Benim şartlarımda zor ama Çikolata Kistinin hastalığı tanıtmak için organizasyonlara katılabilirim.
ÇİKOLATA KİSTİ HASTALIĞI ÇEKEN DİĞER ÜNLÜLER
Chastity Bono, Michelle Ang, Cyndi Lauper, Emma Bunton, (Spice Girls’ün üyesi), Dolly Parton, Melissa Holliday, Neve Campbell, Sharon Stone, Sophie Rhys-Jones (İngiliz Kraliçesi 2. Elizabeth’in gelini), Deirdre Hall (ABD’li oyuncu, yanlış tedavi nedeniyle kısa süreli komaya dahi girdi), Mellisa Holliday (‘Sahil Güvenlik’ dizisinin oyuncusuydu. Yanlış tedaviler nedeniyle kariyerinin yok edildiği iddiasıyla hastane ve doktorlara tazminat davası açtı), Toni Braxton, Tori Amos.
Tüp bebek uygulaması çiftlik mantığına döndü
Hastalığın kısırlıkla ilgisi nedir?
Kısırlıkların yüzde 50’si bu hastalıktan kaynaklanıyor. Kısırlığın nedeninin endemotriosis olduğu durumlarda tedaviyle hasta doğal yollardan hamile kalabiliyor. Ancak tüp bebek endüstrisi işi çiftlik olayına döndürmüş durumda. Döllendirme endüstrisi Cornell Üniversitesi’nin çiftliklerinde inekler üzerindeki deneylerle başladı. Sigorta şirketleri kısırlığın tedavisi için, 3 aşamada 45 bin dolar ödüyorlar. Hastaların yüzde 50’si endometriosis iken söylenmiyor. Tedavi sonuç vermeyince, “Siz endometriosissiniz” deniyor. Oysa önce bu hastalık tedavi edilirse tüp bebek için de başarı şansı çok yükseliyor.
Erkek, kadının ağrısını performansı sanıyor
Cinsel temas sırasında şiddetli ağrıdan bahsettiniz? Bu önemli bir belirti değil mi?
Şiddetli âdet ağrısı yanı sıra gaz, ishal, kabızlık yaşanıyor ve cinsel temas sırasında ağrı varsa yüzde 98 endometriosis hastalığı vardır. Çok şiddetli ağrı hissedilir. Kadın bunu söylemiyor ki eşine, kaybetmekten korkuyor. Doktoruna bile söylemiyor. ABD’de bile durum farklı değil. Marilyn Monroe bile konuşamadı bu konuda. Kadın cinsel performans açısından sorunlu görünmek istemiyor. Erkek de ağrıyı kendi cinsel performansının sonucu sanıyor. Hastalık kadını cinsel yaşamdan soğuttuğu için aile içi ilişkiler bozuluyor. ABD’de 8,5 milyon, Türkiye’de 2 milyon, dünyada 176 milyon kadının hastalıktan mustarip olduğu tahmin ediliyor.
Şifa Kaynağı Bitkiler
28 Şubat 2015 Cumartesi
23 Şubat 2015 Pazartesi
Kronik Uykusuzluğun Nedenleri ve Belirtileri
Uykusuzluğu kronik olarak uzun zamandan beri çeken birisi olarak ve uykusuzluk tedavisi görmüş ve uykusuzluğu da yenmiş birisi olarak bu illet hastalığı hiç kimseye tavsiye etmiyorum. Ancak dediğim gibi kronik dahi olsa uykusuzluğun tedavisi pekala mümkündür. Şimdi sizleri uykusuzluğun tedavisi ve nedenleri hakkında bilgilendirecek güzel bir bilimsel makale sunacağız.
Uykusuzluk cevre ile yatak arasindaki sartlanmis davranislardan kaynaklanir. Bu nedenle bu tedavide zamanla gelisen uyunamayacagina dair sartlanmisligin ortadan kaldirilmasi amaclanir. Uykuya dalmayi engelleyen uyaranlar kontrol edilmelidir.
Bunun icin:
a- Yatağa yalnizca kendinizi uykulu hissettiginiz zamanlarda yatiniz.
b- Yataginizi yalnizca uyumak icin kullaniniz; yatakta oturmak v.b. amaclar icin yataginizi kullanmayiniz.
c- Yatagunuza yattiktan sonraki 15-20 dakika icinde eger uykuya dalamazsaniz uyumak icin kendinizi zorlamayiniz; yataktan kalkiniz, bir baska odaya gidiniz, ancak tekrar uykunuz geldiginde tekrar yatiniz.
d- Bir onceki gun ya da gece ne kadar uyudugunuzu hesaba katmadan hep ayni saatte yatmayi ve kalkmayi saglamaya calisiniz.
e- Gunduzleri uyumaktan ya da sekerleme yapmaktan kacininiz.
UYKU KISITLAMASI
Bu tedavinin amaci yatakta gecirilen sureyi uyku suresine yaklastirmaktir. Insanlarin yataklarinda gecirdikleri sure uyuduklari sureden dogal olarak daha fazladir. Uyku suresinin yatakta gecirilen toplam sureye orani uyku etkinligini kalitesini gosterir. Bu oranin 80-90 arasinda olmasi istenir. Bu tedavide uyku suresi baslangicta azaltilir. Ancak bu sure gunde 5 saatin altina dusmemelidir. Bu tedavi yontemi uykunun suresini baslangicta azalttigi icin bir sonraki gun uykuya dalmayi kolaylastirabilir.
KRONİK UYKUSUZLUK İÇİN GEVŞEME RELAKSASYON TEDAVILERI
Uykusuzlugu olan hastalarda uykuya dalamanin ya da gece sik uyanmalarin nedeni psikolojik, zihinsel ve bedenle ilgili fizyolojik uyarilmalarin olmasidir. Kisi ya zihninin belli bir konu uzerinde yogunlasmasi ya da bedensel olarak uyanma esiginin dusmesi nedeniyle uykuya dalamaz ya da gece sik sik uyanir. Bu tedavinin amaci psikolojik ve fiziksel uyarilmalari azaltmak ve hatta onune gecmektir. Bu iki sekilde yapilabilir. Uykusuzlugu olan hastalarda uykuya dalamanin ya da gece sik uyanmalarin nedeni psikolojik, zihinsel ve bedenle ilgili fizyolojik uyarilmalarin olmasidir. Kisi ya zihninin belli bir konu uzerinde yogunlasmasi ya da bedensel olarak uyanma esiginin dusmesi nedeniyle uykuya dalamaz ya da gece sik sik uyanir. Bu tedavinin amaci psikolojik ve fiziksel uyarilmalari azaltmak ve hatta onune gecmektir. Bu iki sekilde yapilabilir: Birincisi kaslarin gevsetilmesi ikincisi ise zihinin gevsetilmesi. Kaslarin gevsetilmesi ve zihinin rahatlatilmasi birlikte yapilirsa daha iyi bir sonuc elde edilir. Bu su sekilde yapilir: Once yatakta uzanmisken gozlerin kapali olarak tum bedeninizin rahat oldugunu dusunun ve sizi rahatlatacak bir yerde oldugunuzu zihninizde canlandirin. Once basiniz ve boynunuzdaki kaslarin giderek gevsemeye ve rahatlamaya basladigini kendinize telkin edin ve oyle oldugunu hissetmeye calisin. Bu gevseme ve rahatlamanin giderek omuz ve kollariniza yayildigini, daha sonra bedeninizin gevsedigini ve rahatladigini; ardindan da bacaklarinizin gevsedigini hissedin. Tum bunlar olurken zihninizin de rahatladigini ve artik giderek uykuya daha rahat bir sekilde dalip daha derin uyuyabileceginizi hissetmeye calisin.
KRONİK UYKUSUZLUK İÇİN PSİKOLOJİK TEDAVİ VE BİLİŞSEL TERAPI
Uzun sure uykusuzlugu olan kisiler zamanla uyku ve uyumaya karsi yanlis inanislar gelistirmeye baslarlar. Mesela; her gun yataga yatacaklari zaman yine uyuyamayacaklarini dusunurler ve kendilerini buna sartlandirirlar. Yatma ve uykuya dalma zamani ile ilgili olarak olumsuz duygu ve dusunceler baslar; zihinlerinde Bu kez de uyuyamayacim ya da Acaba uyuyabilecekmiyim gibi dusunceler ya da sorular belirir. Bu durumda kisi bir kaygi duyar. Ortaya cikan bu kaygi uykuya dalmayi engeller; kisi tekrar kaygi duyar. Bu sekilde ortaya bir fasit daire cikar ve kisi bu daireyi kiramaz. Sonucta kiside yanlis dusunceler baslar. Bu tedavi yonteminde kisinin sunlari bilmesi esastir:
a Uykuya dalamamak kaygiya neden olur ve bu kaygi silbastan uykuya dalmayi emgeller. Bu nedenle kaygi ortadan kaldirilmalidir.
b Her gun muhakkak su kadar saat uyumaliyim seklinde bir dusunce varsa bunun yerine; Daha az da uyusam benim icin bu yeterli olur. diye dusunmek gerekir.
c Neden uyuyamiyorum sorusu yerine Ben de pekala uyuyabilirim diye dusunmek daha dogru olur.
Bu misalleri kisi kendisi cogaltabilir ve uygulayabilir.
TERS NIYETLENME
Burada amac, kisinin bu zamana kadar yaptiklari ve dusunduklerini yapmaya baslamasidir. Kisi bir turlu uyuyamadigini, ne yapsa basaramadigini, mutlaka uyumasi gerektigini dusunup kendini uyuymaya zorlamasi yerine bu sefer tam tersini yapip kendisini uyumamaya ve uyanik kalmaya zorlar. Bu sekildeki ters niyetlenme kisinin daha cabuk uykusunun gelmesini ve daha rahat uykuya dalmasina neden olur. Bunun her gun yapilmasi uygun olur.
UYKU HIJYENI NE DEMEK
Sagligin her alaninda oldugu gibi uykunun da bir hijyeni vardir. Asagidal
ki kurallara dikkat edilirse uyku hijyeni saglanmis olur. Burada temel amac uykuya dalmayi engelleyen ya da zorlastiran etkenlerin ortadan kaldirilmasi ve kisiye daha saglikli bir uyku ortami saglanmasidir:
1 Yataga yatmadan onceki 4 saat icinde kafein iceren icecekler kahve, cay almayin.
2 Yatma vaktinize uc saat kalana kadar hafif egsersiz yapin. Bu egsersiz her gun olmalidir.Yapabileceginiz egsersizleri secin. Egsersizler sizi yoracak kadar agir olmamali ama suresi de cok kisa olmamalidir. Bu egsersizler yapabilirseniz duz yolda yuruyus gibi ya da oturdugunuz yerde kol, bacak hareketleri seklinde de olabilir.
3 Yattiginiz odada ses, gurultu, isik, fazla sicaklik ya da soguk gibi uykuya dalmayi engelleyici seyler bulunmamalidir.
4 Yataga yattiktan sonra eger 15-20 dakika icinde uykuya dalamazsaniz uyumak icin kendinizi zorlamayiniz; yataktan kalkiniz, bir baska odaya gidiniz, ancak tekrar uykunuz geldiginde tekrar yatiniz.
Uyuyamadiginizda uykunuz gelinceye kadar kendinize bir mesguliyet bulunuz.
22 Şubat 2015 Pazar
Kronik Böbrek Yetmezliği Nedir
Deri ile ilgili yakınmalar pek çok iç organ hastalıklarının tanısında hekime kolaylık sağlar. Özellikle böbrek hastalıklarında deri bulguları tam anlamıyla bir rehberdir.
Kronik böbrek yetmezliği KBY olan hastalarda, böbreklerden tam olarak atılamayan zararlı maddeler deride bazı problemlere neden olurlar. Ayrıca bu hastaların tedavilerinde kullanılan ilaçlara bağlı olarak birtakım deri yakınmaları gözlenir.
Kronik böbrek yetmezliğinde gözlenen deri belirtileri:
1. Renk değişiklikleri: Solukluk, gri-sarı veya kahverengi renk değişimine çok sık rastlanmaktadır yaklaşık 70 oranında. Solukluk kansızlığa bağlı olarak ortaya çıkar. Deride sarı renkli bir pigment olan ürokrom birikimine bağlı gri-sarı renk değişikliği izlenebilir. Ayrıca güneş gören bölgelerde derideki koyu renkli bir pigment olan melanin oluşumunu arttıran bir hormonun etkisiyle yaygın kahverengi renk değişikliği olur.
2. Kaşıntı: KBY; kaşıntının en sık rastlanılan iç organlarla ilgili nedenidir. Bu hastaların 15-49unda kaşıntı vardır. Diyalize giren hastaların 50-90lnda tedavi başlangıcından sonra 6 ay içinde kaşıntı ortaya çıkar. Bunların 65inde kaşıntı süreklidir. Üremik kaşıntı genellikle yaygın, tedaviye dirençli ve şiddetlidir. Diyalizin kendisine bağlı kaşıntı ise ataklar halindedir, hafif ve bölgesel olabilir kateter bölgesi, yüz veya bacaklar gibi. Etkili diyaliz her zaman kaşıntıyı düzeltmez. KBY ve üremide kaşıntının birçok sebebi vardır. Kuruluk, ter bezlerinin küçülmesi, sekonder hiperparatiroidizm, artmış serum histamin düzeyleri, hipervitaminoz A, demir eksikliği anemisi, nöropati suçlanmaktadır. Ancak böbrek naklinden sonra kaşıntının kaybolması ve akut böbrek yetmezliğinde görülmeyip kronik yetmezlikte görülmesi, neden olarak atılamayan zararlı maddelerin etkisini düşündürmektedir. Serum üre ve kreatinin düzeyleri ile kaşıntı arasında zayıf bir ilişki vardır.
Kaşıntının kontrol altına alınmasında sistematik yaklaşım önerilir:
· Diyaliz en iyi şekilde kullanılmalıdır. Kaşıntıya neden olan maddelerin atılımına bağlı olarak, diyaliz geçici bir rahatlama sağlar.
· Etilenoksit duyarlılığı olan hastalar belirlenmelidir. D Diyet kısıtlamaları ve fosfat bağlayıcı tedavi kullanımı teşvik edilmelidir.
· Kansızlık tedavi edilmelidir eritropoietin tedavisi.
· Kuruluk varsa birlikte nemlendirici ve yumuşatıcılar kullanılmalıdır.
· Antihistaminikler veya ketotifen 2mg oral, günde 2 kez kullanılabilir.
· Kaşıntı devam ederse UVB ultraviolet B ışığı tedavisi fayda sağlayabilir.
· Dirençli durumlarda; oral aktif kömür, kolestiramin, naloksan, meksiletin, intravenöz lidokain gibi tedavi seçenekleri kullanılabilir.
· Çok dirençli durumlarda UVB + kolestiramin veya UVB + aktif kömür kombinasyonları denenebilir.
· Türkiyede bulunmayan topikal anestezikler pramoxine ve topikal capsaicin yararlı olabilir.
3. Kuruluk: Kronik böbrek yetmezlikli hastaların çoğunda görülür ve çeşitli derecelerdedir. Neden geliştiği tam olarak anlaşılamamıştır. Ter ve yağ bezlerinde küçülmelerin gösterildiği çok, sayıda çalışmalar vardır. Nemlendirici ve yumuşatıcıların kullanımı ile kuruluğa bağlı kaşıntılar azaltılabilir, ancak kuruluğun kendisinin tedavisi zordur.
4. Kireçlenmeler: Kronik böbrek yetmezlikli hastalarda kalsiyum, deri altında kollajen lifler etrafında ve deri ekleri etrafında birikerek deri altında sertlikler yapar.
5. Hücresel bağışıklığın bozulmasına bağlı bulgular: Bu bulgular hastalığının kendisine bağlı ortaya çıkabilir. Ancak özellikle transplant alıcılarında nakil hastalarında bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanımı enfeksiyon ve kanserlerin oluşumunu tetikler. Bu grupta gelişen enfeksiyonlar tüm alıcılarda tedaviden bağımsız ve izlem süresi boyunca gelişebilir.
-Bakteriyel enfeksiyonlar: Kıl kökü enfeksiyonları follikülit, fronkül, fistül çevresinde abseler.
-Viral enfeksiyonlar: Herpes simpleks uçuk , herpes zoster zona, gece yanığı , verrüler siğiller.
-Mantar enfeksiyonları: Onikomikoz tırnak mantarı , Kandidiyazis maya mantarı enfeksiyonu, tinea versikolor samyeli
6. Deri kanserleri: Özellikle nakil hastalarında deri kanseri gelişme riski oldukça yüksektir. Çok çeşitli deri kanserleri ortaya Çıkabilir. Deride meydana gelen kırmızı-morumsu kabarıklıklar, güneş gören yerlerde ve genital bölgelerde oluşan kırmızı, kepekli yama şeklinde lezyonlar, herhangi bir ben üzerinde oluşan kaşıntı, büyüme, kanama, renk değişikliği ve şekildeki düzensizlik gibi bulgular hekime başvurmayı gerektirir.
7. Deri eklerinde değişiklikler: Tırnak bozuklukları: Half and half nail denilen ve üremi için oldukça özgül olan bu bulguda tırnağın yarısında kırmızı ve kahverengi, basmakla solmayan renk değişikliği olur.
Terleme bozuklukları: Ter bezlerinde küçülme nedeniyle kuruluk ve ter içinde yüksek üre miktarının deriye çökmesiyle üremik frost denilen durum ortaya çıkar.
Saç dökülmesi:Atılamayan zararlı maddelerin etkisi, anemi ve yetersiz beslenme nedeniyle saç dökülmesi ve saçlarda matlaşma görülür. Tedavi nedene yönelik yapılmalıdır. Gerektiğinde vitamin ve demir desteği olumlu sonuç verebilir.
8. Diğer deri problemleri:
Temas alleriisi: Nikel iğne, ve deriye sürülen krem, merhem ve solüsyon gibi maddelere bağlı olarak temas bölgelerinde kızarıklık, kaşıntı ve pullanmalar görülür.
9. İlaçlara bağlı etkiler: Transplant alıcılarında gözlenen deri problemleri, çoğunlukla bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar ve kortizon tedavileri ile ilişkilidir. Bu ilaçların kullanımına bağlı olarak derinin özellikle üst tabakalarında değişiklikler olur, ayrıca bağışıklık sisteminin baskılanması nedeniyle viral ve bakteriyel enfeksiyonların sıklıkları artar. Klinik değişiklikler, steroid yan etkilerine benzer ve nakil sonrası 10 yıl içinde görülme oranı yüksektir.
Aydede yüzü, yüzde kızarıklık, uffalo hörgücü, deride yırtılmalar, morluklar, deride incelme, deri kuruluğu, sivilce gibi bulgular izlenir. A vitaminin deriye uygulanabilir formu olan topikal retinoik asitler kortikosteroidlerin deride incelme yapıcı etkilerini azaltırlar.
Siklosporine bağlı kıllanma artışı, saçlarda dökülme, diş etlerinde büyüme, deri renginde koyulaşma görülebilir.
Azatiopürin ve takrolimus saç dökülmesi yapabilir.
NE YAPMALI?
1. Deride kuruluğu artıran ve deriyi tahriş edebilecek faktörlerden sakınmak:
* Çok sıcak ve çok soğuk ortamlarda bulunmamak.
* Ilık su ile ve kısa süre banyo yapmak.
* Deriyi daha az tahriş eden sabunların kullanılması Dove, Sebamed, Neutrogena, Eubos gibi.
* Yünlü ve sentetik giysilerin direkt vücuda temas etmemesini sağlamak.
2. Nemlendirici ve yumuşatıcılar kullanmak banyo sırasında ve banyo sonrasında :
Bu amaçla üreli ve laktik asit içeren nemlendiriciler yararlı olabilir. Özellikle banyo sonrası hafif nemli deriye uygulandıklarında nemi hapsetme özelliğine sahiptirler.
Bu amaçla kullanılan ve piyasada bulunan bazı ürünler şunlardır:
-Excipial hydro 2 emülsiyon
-Excipiallipo 2 emülsiyon
-Nutraplus 10 losyon
-Ürederm 10 lipo emülsiyon
-Ürederm 10 hydro emülsiyon -Ürederm 20 krem
-Salmandol tıbbi yağ banyosu
*** ilaçlar hekim denetiminde kullanılmalıdır.
3. Güneşten korunma: Uygun giysiler ve güneşten koruyucu kremler kullanılmalıdır.
4. Sık kendini muayene: Deride gelişebilecek enfeksiyon, alerjik reaksiyon ve kanserlerin erken tanısı önemlidir. Bu nedenle fark edilen bir problem olduğunda hekime bildirilmelidir.
21 Şubat 2015 Cumartesi
Böbrek Yetmezliği Nedir
Böbrekler, pek öne çıkan bir organımız olmasa da doğru düzgün işlemediğinde hayatımızı felç edebilecek kadar önemli bir organımızdır. Böbrek yetmezliği toplumda yaygın görülen bir rahatsızlık olup böbrek yetmezliğinin nedenleri ve sebeplerini anlayabilmek için öncelikle böbrekler nasıl çalışır, böbreklerin görevleri nelerdir bunları öğrenmek faydalı olacaktır.
Böbrekler bel omurunun her iki yanında yer alırlar. Erkeklerdeki ağırlığı 125-170 gr, kadınlarda 115-155 gr arasında değişir.
Boyu 11-12 cm, kalınlığı 2,5-3 cm, eni 5-7,5cmdir.
Böbreklerin başlıca iki işlevi vardır:
1- Vücutta metabolizma soncu oluşan zararlı ürünlerin atılmasını sağlar.
2- Vücut sıvılarının içerdiği maddelerin pek çoğunun yoğunluğunu kontral ederler. Bu sayede vücudun su, tuz, asit, ürela kan yapımı, kemik gelişmesi ve kan basıncının düzenlenmesini sağlarlar. Vücudun tüm organ sistemleri arasında düzenli çalışmasını ayarlarlar.
Her iki böbrek birlikte yaklaşık olarak 2.400.000 nefron ihtiva ederler. Nefron kanın süzüldüğü glomerül ve devamı olan tüplerden oluşur. Nefronun asıl görevi kanın böbrekerden geçişi esnasında içindeki istenmeyen maddeleri temizlemektir.
Temizlenmesi gereken maddeler özellikle üre, kreatinin, ürik asit gibi metabolizmanın son ürünleridir. Ayrıca Sodyum, Potasyum, Klor gibi iyonların gerektiğinden fazlası uzaklaştırılır.
Kan gromerül içinden geçerken önemli bir kısmı nefron tüpleri içine süzülür. Bu süzüntü içinde vücut için gerekli olanlar emilirler suyun büyük bir kısmı, aminoasitler, glukoz, vitaminler istenmeyen maddelerin bir kısmıda tüp içine salgılanır. Bu sızıntı, kırmızı kan hücresi ve protein ihtiva etmez. Süzülme, geri emilim ve salgılınım işlemleri sonunda nefronda oluşan idrar toplayıcı kanallara, böbrek papillalarına ve üreterlere boşalır.
Sağlıklı tek böbrek vücudun tüm gereksinimini karşılayabilir. Kreatinin klerinsi böbrek çalışmasının iyi bir göstergesidir. Günlük idrar miktarı, kreatinin kan ve idrardaki yoğunluğu ölçülerek hesaplanır.
Böbreklerimizin görevleri
- Metabolik ürünlerin vücuttan atılması
Böbreklerimizin en önemli görevi vücudumuzdaki zararlı ve atık maddeleri ( üre, kreatinin, ürik asit gibi ) süzerek vücuttan idrar yolu ile atmaktır. - Kan basıncının düzenlenmesi
Böbreklerimiz çeşitli hormonlar salgılar. Bunların birinin adı RENİN dir. Bu hormon yardımı ile tansiyonumuz düzenlenir. - Sıvı dengesini ve kandaki pH düzenlenmesini sağlar
Vücudumuza gerekli olan bazı minerallerin, ( tuz, potasyum, fosfor, magnezyum vb ) suyun, glikozun ve proteinlerin dengede tutulmasını sağlarlar. - Kan yapımını kontrol eder
Böbreklerimiz salgıladığı bir hormon olan ERİTROPOETİN ile kemik iliğini uyararak kan yapımına yardımcı olurlar. - Kemik yapımını kontrol eder
Vücudumuza alınan D vitamininin kullanılmasını sağlıyarak kandaki kalsiyum – fosfor seviyesini dengeler ve sağlıklı bir kemik yapısının olmasına katkıda bulunurlar.
Böbrek yetmezliği
Böbreğin normal işlevlerini yerine getirememesidir.
İki türlü böbrek yetmezliği vardır.
Akut böbrek yetmezliği
Sağlıklı böbreğin çalışmasını engelleyen ani bir olay meydana gelmiştir.
Bu olaylar;
- Tansiyonun ani bir şekilde düşmesi
- Kazalar, büyük kanamalar
- Böbrek enfeksiyonları
- Zehirlenmeler
- İlaçlardan kaynaklanan allerjik olaylar
- Geçirilen büyük ameliyatlar
- İdrar yollarında oluşabilecek tıkanmalar
- Büyük yanıklar
Bu tür böbrek yetmezlikleri genellikle tamamen iyileşebilir, ancak müdahale edilmediğinde ölümcül olabilir veya hasta kronik böbrek yetmezliğine girebilir.
Kronik böbrek yetmezliği
Böbreklerin, görevlerini çeşitli nedenlerle ve geriye dönüşümsüz olarak yapamamasından dolayı, ortaya çıkan durumdur.
Uzun bir zaman sürecinde gerçekleşir ve genellikle iyileşmez.
Kronik böbrek yetmezliğinin nedenleri
- Yüksek tansiyon
- Sistemik hastalıklar ( şeker hastalığı, ailevi akdeniz ateşi vb.. )
- Böbrek kistleri
- Kanamalar
- Bazı ilaçlar
- Glomerülunefrit
- Veziko-Üretral reflü
- Bilinmeyen nedenler
Kanda zararlı maddelerin birikmesi arttıkça;
- Halsizlik
- Bulantı, kusma
- İştahsızlık
- Vücutta su ve tuz birikmesi sonucu şişmeler ( ödem ) meydana gelir ve tansiyon yükselir
- Uyku hali, dalgınlık
- Kansızlık
- Ciltte renk değişikliği ve kaşıntı başlar
Böbrek yetmezliği erken dönemde fark edilirse ilaç ve diyet tedavisi ile geciktirilebilir. Ancak, böbreklerimiz tamamen veya büyük ölçüde çalışamaz hale geldiğinde, sadece ilaçla ve diyetle tedavi mümkün olamamaktadır.
Bu durumda başka tedavi seçenekleri gerekir.
Bunlar;
1. Böbrek nakli
2. Diyaliz
a. Periton diyalizi
b. Hemodiyaliz
Hangi tedavi benim için uygundur?
Tedavi seçeneklerini doktorunuz ve hemşireniz ile konuşabilirsiniz. Aileniz ile beraber tedavi şekline karar verin.
Böbrek transplantasyonu
Yeni bir böbreğin, vücuda cerrahi operasyonla takılması demektir. Nakledilen böbrek normal böbrekten daha aşağıda bir seviyede yerleştirilir ve çalışmaya başlaması için bir kaç hafta geçmesi gerekebilir. Bu sure içerisinde diyaliz tedavisine devam edilebilir.
Yeni transplantasyon yapılmış böbrek nasıl takip edilir?
Her gün ilaçlarınızı düzenli olarak alınız. Doktorunuzla kararlaştırdığınız kontrollere düzenli olarak gidiniz. Diyetinizi takip ediniz. Doktorunuzun önerilerini uygulayınız. Transplantasyondan sonra özellikle ilk 3 ay sağlık problemlerinize dikkat ediniz. Kilo almamaya gayret ediniz.
Transplantasyonun dezavantajları
Bir verici için beklemek. Büyük bir operasyon geçirme riski. Yeni böbreğin vücut tarafından kabul görmemesi. Devamlı ilaç kullanma zorunluluğu ve kullanılan ilaçların yan etkileri. Vücudun savunma mekanizmasının zayıflaması. Vücut görünüşünde değişiklik olması.
Transplantasyonun avantajları
Nakil edilmiş böbrek sağlıklı böbrek gibi çalışır. Hasta kendini özgür ve sağlıklı hisseder. Az diyet kısıtlaması gerekir.
DİYALİZ
Diyaliz nedir?
Diyaliz, vücuttaki fazla suyu ve atık maddeleri filter ederek vücuttan atılmasını sağlayan yöntemdir.
2 çeşit diyaliz vardır;
- Hemodiyaliz
- Periton diyalizi
Hemodiyaliz nedir?
Böbreğin çalışmadığı hallerde, suni böbrek makinaları kullanarak vücuttaki fazla su ve atık maddelerin vücuttan atılma yöntemidir. Hemodiyaliz işleminde, iki iğne yardımı ile kan makinaya gider, bir filtreden geçer, temizlenir ve damara geri döner.
Hemodiyalizin dezavantajları
- Hastaneye bağlı olmak
- Hastanenin programına uymak
- Makineye bağlı uzun sure kalmak
- Her tedavide damara iki iğne ile girmek
- Her tedaviden sonra kendini bitkin hissetmek
- Tedavi sırasında tansiyonda ani değişikliklerin olabilmesi
- Tedavi aralarında vücutta toksik maddelerin birikmesi
- Kısıtlı diyet ve sıvı alımı
- Vasküler girişin devamlı açık olması
Periton diyalizi
Periton, karın boşluğunda bulunan, karın duvarını ve organları saran bir zardır. Periton diyalizi, karın boşluğuna küçük bir ameliyat ile yerleştirilen, ince, yumuşak, silikondan yapılmış kalıcı bir tüp ( kateter ) aracılığı ile yapılır.
Periton diyalizi 2 şekilde uygulanır;
1. SAPD ( Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi )
2. APD ( Aletli Periton Diyalizi )
SAPD ( Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi )
Hastanın vücut yapısı ve ağırlığına gore 1000 – 2500 ml kadar özel hazırlanmış periton diyalizi solusyonu karın boşluğuna verilir.
Vücuda verilen solusyon 4-6-8 saat kadar karın boşluğunda kaldıktan sonra yeni solusyonla değiştirilir.
Bu zaman sürecinde kanda bulunan üre, kreatinin gibi atık maddeler ve vücutta bulunan fazla sıvı, diyaliz solusyonuna geçer. Karın boşluğuna diyeliz sıvısının verilmesi ve boşaltılması, yer çekimi ile gerçekleştirilir.
Bu işleme “Diyaliz torba değiştirme işlemi” denir. Diyaliz işlemi hasta tarafından 3-4-5 kez yapılır. Bu şekilde uygulanan periton diyalizine SAPD ( Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi ) denir.
APD ( Aletli Periton Diyalizi )
Evde makina aracılığı ile uygulanan periton diyalizi işlemine APD ( Aletli Periton Diyalizi ) denir. Bu tedavi biçiminde, hasta yatmadan once set ve solusyon torbalarını kendisi periton diyaliz makinasına yerleştirir ve makinayı proglamlanmış şekilde çalıştırır. Hasta uyurken gece boyunca ( 8 – 10 saat ), makina karın boşluğuna diyaliz sıvısını verir, bekletir ve boşaltır.
Periton diyalizini nasıl öğrenebilirim?
Diyaliz ünitesine ilk geldiğinizde, Periton diyalizine yeni başlayan bir hasta olarak 1-2 haftalık bir eğitim göreceksiniz. Bu eğitimle periton diyaliz hemşireniz size tedavinin nasıl yapılması gerektiğini ve sağlığınızı nasıl koruyabileceğinizi öğretecek.
Periton diyaliz kateteri nedir?
Yumuşak, ince, ucu kıvrık ve vücuda uyumlu, silikondan yapılmış bir borudur. Ufak bir operasyonla takılır ve karın boşluğuyla bağlantı sağlanır. Bu kateter sayesinde, hasta, temiz solusyonu kendi kendine değiştirebilir.
Kateterin vücuda yerleştirilmesi
Kateterin periton boşluğuna yerleştirilmesi anestezi altında yapılır ve hasta herhangi bir acı duymaz. Takılan diyaliz kateterinin yerine uyum için 3-4 hafta sure geçmesi gereklidir.
Karnımda sıvı olunca rahatsız olacakmıyım?
Periton diyalizi değişimi rahatsız edici, acı veren veya hareketleri engelleyen bir işlem dğildir.
Seyahat edebilecekmiyim?
Periton diyalizi uygulanan hastalar için seyahat kesinlikle problem değildir. Seyahatin uzun veya kısa olması hiç farketmez. Size yardımcı olan hemşirenizi bilgilendirdiğiniz takdirde, periton diyalizi için gerekli olan tüm malzeme, Fresenius Medikal Hizmetleri tarafından kaldığınız yere gönderilecektir. Periton diyalizi tüm dünyada uygulandığından diyaliz merkezleri arasında bağlantı her zaman kurulabilir ve bir sorun ortaya çıktığında anında yardım edilebilir. Bu nedenle hastalar seyahatlerde dosyalarını yanlarında bulundurmalıdır.
Egsersiz ve spor yapabilecek miyim?
Kateterin takılmasını izleyen günlerde fiziksel egsersizler minimum düzeyde tutulmalıdır. Böylece kateter karın duvarına sorunsuz bir şekilde adapte olur. Daha sonra düzenli fiziksel egsersizler, özellikle karın kaslarını kuvvetlendirmek açısından önemlidir.
Bisiklete binmek, yürüyüş, balık tutmak, golf veya masa tenisi rahatlıkla yapabilirsiniz.
Periton diyalizinin avantajları
- Hasta, periton diyalizi hemşiresi tarafından eğitimi verildikten sonra tedavisini kendi başına yapabilir, hastaneye bağımlılığı azalır
- Gıda ve sıvı alımı daha serbesttir
- Tansiyon kontrolü daha iyi sağlanabilmektedir
- Hemodiyalizde olduğu gibi kan kaybı görülmez
- Eğitimi basit ve süresi kısadır
- Kalp ve damar sistemine yüklenme az olduğundan, özellikle yaşlı hastalarda ve çocuklarda tercih edilen bir tedavi şeklidir
- Periton diyalizi, hastanın günlük yaşantısına devamını sağlar ( okul, iş, seyahat, tatil )
Periton diyalizinin dezavantajları
- SAPD ( Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi ) de günde 3-4-5 değişim yapması gerekir
- Enfeksiyon riski vardır
a. Katetere bağlı enfeksiyonlar
b. Peritonit ( karın içi zarının iltihabı ) - Protein kaybı olabilmektedir
- Hastanın karnında sürekli kateter kalmaktadır
- APD tedavisinde gece boyunca makina çalışmaktadır
20 Şubat 2015 Cuma
maurers yan etkileri
Zayıflama haplarının işe yararlılığı her zaman gündem konusu olmuştur ve çoğu zaman zararlı olduğu kanısına varılmıştır.
Maurers zayıflama hapı, zayıflama ve diyet sitelerinde uzun süredir takip ettiğim ve şahsen yan etkileri ve zararları hususunda doğru dürüst şikayetçi olan hiç bir kimseyi görmediğim bir zayıflama hapı dır. Ancak bu şikayetsizliğin nedeni ürünün gerçekten iyi olması mı yoksa başka sebepler mi bilemiyorum. Şayet sizler de maurers zayıflama tableti kullananlar arasındaysanız ve olumsuz ya da olumlu herhangi bir yorumunuz varsa bunu bizlerle okur yorumları kısmından paylaşırsanız memnun olurum.
MAURERS Kräutergarten
MAURERS İLE İDEAL KİLONUZ ARTIK İMKANSIZ DEĞİL
Maurers ile sadece zayıflatmaz, Maurers ile göbek, bel ve basen bölgesi gibi hareketsiz bölgelerdeki yağlardan da kurtulursunuz. Türkiye’deki en iyi gerçek termojenik yağ yakıcı bitkisel kapsül Maurers hem bölgesel, hem genel zayıflama hem de sıkılaştırıcı etkiye sahip muhteşem bir üründür.
Maurers Bitkisel Kökenli TERMOJENİK YAĞ YAKICI
Termojenik yağ yakıcı özelliği bulunan Maurers oturduğunuz yerden kilo vermeniz için tasarlanmış, bitkisel yağ yakıcı, metabolizma düzenleyici ve sindirim sistemi sorunları için en iyi bitkiler ile kilo vermenizi sağlayacak mucize bir üründür. Günde 1 (bir) adet kullanım ile iştahınızı kapatarak yemek yeme arzusunu keser ve bu süre içerisinde içeriğindeki bileşenler enerjinizi koruyarak gün içerisinde yorgun, bitkin kalmanızı önler.
Maurers , 36 kapsüllük bitkisel içeriği ile güçlü ve güvenli bir şekilde kilo kontrolü sağlamaya, açlık hissinizi bastırmaya, kan şekerinizi düzenlemeye, yağ kaybını hızlandırmaya yardımcı olur. Maurers antioksidan etki göstererek serbest radikallerin oluşumunu da engeller. Maurers tamamen doğal ve bitkiseldir
Maurers Faydaları
İştahınızı keserek vemetabolizmayı hızlanmasına,
Yağlarınızı hızla yakarak göbek basen ve hareketsiz bölgelerden çok kolay kilo vermenize,
Termojenik etkisi sayesinde, oturduğunuz yerde terleten, spor yapar gibi kalori yakmanızı sağlamaya
Maurers
Maurers zayıflama ürününün resmi
Kalorileri ciddi oranda absorbe ederek kiloya dönüşmesini engellemeye,
Yakılan yağları direk enerjiye dönüştürerek kilo verme esnasında zayıf ve güçsüz düşmemenize,
Ayrıca içeriğinde bulunan C vitamini ile vücudun ihtiyaç duyduğu direnci sağlamaya.
Yardıcı olur.
Maurers Yorumları:
Yorum: yeeepppppppaaaaaaa işte bu!. 1 haftada tam 4 kilo çok mutluyum çoooookkk.
Yorum : Bu ürün ile kilo vermem kolaylaştı herkese öneriyorum.
Yorum: Metabolizmamı düzenledi, bu şekilde kilo veerdim, gerçektende oturduğumu yerden kilo verebiliyoruz
Maurers Zararları
Görülmüş bir yan etkisi yoktur. % 99 Müşteri Memnuniyeti ile pazarda en çok rağbet gören zayıflama ürünüdür. Kadınları kurtarıcı kahramanı olan Maurers artık her evde var.. Yan etkileri sizde göründü ise burada paylaşabilirsiniz.
Maurers’i kimler kullanamaz :
Ciddi Rahatsızlıkları olan kişilerin Maurers kullanması uygun görülmemiştir. Maurers Tarım ve Köy işleri Bakanlığı onaylıdır görülmüş bir yan etkisi yoktur fakat ciddi rahatsızlığı olan kişilerde sağlık problemini tetikleyecek durumlar söz konusu olabilir. İçerisindeki maddeler tamamen bitkisel olmasına rağmen , iyot olmuş olması Yüksek Tansiyon veya Kalp hastalarına olumsuz etki yapacaktır neden mi ? Metabolizmayı hızlandıran tüm zayıflama ürünleri Tarım ve Köy işleri bakanlığı tarafından ciddi rahatsızlığı olan kişilerin kullanımına yasaklanmıştır. Ürünlerin içerisindeki bitkilere karşı vucudunuzun gösterdiği alerjik tepkime varsa doktorunuza danışınız.
* Kalp Hastaları
* Yüksek Tansiyon Hastalari
* Mide Rahatsizligi olan kisiler
* Seker Hastalari
* Karaciger Böbrek Yetmezligi olan kisiler
* Troid Hastalari
* Hamileler
* Emziren Anneler
* Gibi rahatsizligi olan kisilerin kullanilmasi tavsiye edilmez!
Maurers zayıflama hapı, zayıflama ve diyet sitelerinde uzun süredir takip ettiğim ve şahsen yan etkileri ve zararları hususunda doğru dürüst şikayetçi olan hiç bir kimseyi görmediğim bir zayıflama hapı dır. Ancak bu şikayetsizliğin nedeni ürünün gerçekten iyi olması mı yoksa başka sebepler mi bilemiyorum. Şayet sizler de maurers zayıflama tableti kullananlar arasındaysanız ve olumsuz ya da olumlu herhangi bir yorumunuz varsa bunu bizlerle okur yorumları kısmından paylaşırsanız memnun olurum.
MAURERS Kräutergarten
MAURERS İLE İDEAL KİLONUZ ARTIK İMKANSIZ DEĞİL
Maurers ile sadece zayıflatmaz, Maurers ile göbek, bel ve basen bölgesi gibi hareketsiz bölgelerdeki yağlardan da kurtulursunuz. Türkiye’deki en iyi gerçek termojenik yağ yakıcı bitkisel kapsül Maurers hem bölgesel, hem genel zayıflama hem de sıkılaştırıcı etkiye sahip muhteşem bir üründür.
Maurers Bitkisel Kökenli TERMOJENİK YAĞ YAKICI
Termojenik yağ yakıcı özelliği bulunan Maurers oturduğunuz yerden kilo vermeniz için tasarlanmış, bitkisel yağ yakıcı, metabolizma düzenleyici ve sindirim sistemi sorunları için en iyi bitkiler ile kilo vermenizi sağlayacak mucize bir üründür. Günde 1 (bir) adet kullanım ile iştahınızı kapatarak yemek yeme arzusunu keser ve bu süre içerisinde içeriğindeki bileşenler enerjinizi koruyarak gün içerisinde yorgun, bitkin kalmanızı önler.
Maurers , 36 kapsüllük bitkisel içeriği ile güçlü ve güvenli bir şekilde kilo kontrolü sağlamaya, açlık hissinizi bastırmaya, kan şekerinizi düzenlemeye, yağ kaybını hızlandırmaya yardımcı olur. Maurers antioksidan etki göstererek serbest radikallerin oluşumunu da engeller. Maurers tamamen doğal ve bitkiseldir
Maurers Faydaları
İştahınızı keserek vemetabolizmayı hızlanmasına,
Yağlarınızı hızla yakarak göbek basen ve hareketsiz bölgelerden çok kolay kilo vermenize,
Termojenik etkisi sayesinde, oturduğunuz yerde terleten, spor yapar gibi kalori yakmanızı sağlamaya
Maurers
Maurers zayıflama ürününün resmi
Kalorileri ciddi oranda absorbe ederek kiloya dönüşmesini engellemeye,
Yakılan yağları direk enerjiye dönüştürerek kilo verme esnasında zayıf ve güçsüz düşmemenize,
Ayrıca içeriğinde bulunan C vitamini ile vücudun ihtiyaç duyduğu direnci sağlamaya.
Yardıcı olur.
Maurers Yorumları:
Yorum: yeeepppppppaaaaaaa işte bu!. 1 haftada tam 4 kilo çok mutluyum çoooookkk.
Yorum : Bu ürün ile kilo vermem kolaylaştı herkese öneriyorum.
Yorum: Metabolizmamı düzenledi, bu şekilde kilo veerdim, gerçektende oturduğumu yerden kilo verebiliyoruz
Maurers Zararları
Görülmüş bir yan etkisi yoktur. % 99 Müşteri Memnuniyeti ile pazarda en çok rağbet gören zayıflama ürünüdür. Kadınları kurtarıcı kahramanı olan Maurers artık her evde var.. Yan etkileri sizde göründü ise burada paylaşabilirsiniz.
Maurers’i kimler kullanamaz :
Ciddi Rahatsızlıkları olan kişilerin Maurers kullanması uygun görülmemiştir. Maurers Tarım ve Köy işleri Bakanlığı onaylıdır görülmüş bir yan etkisi yoktur fakat ciddi rahatsızlığı olan kişilerde sağlık problemini tetikleyecek durumlar söz konusu olabilir. İçerisindeki maddeler tamamen bitkisel olmasına rağmen , iyot olmuş olması Yüksek Tansiyon veya Kalp hastalarına olumsuz etki yapacaktır neden mi ? Metabolizmayı hızlandıran tüm zayıflama ürünleri Tarım ve Köy işleri bakanlığı tarafından ciddi rahatsızlığı olan kişilerin kullanımına yasaklanmıştır. Ürünlerin içerisindeki bitkilere karşı vucudunuzun gösterdiği alerjik tepkime varsa doktorunuza danışınız.
* Kalp Hastaları
* Yüksek Tansiyon Hastalari
* Mide Rahatsizligi olan kisiler
* Seker Hastalari
* Karaciger Böbrek Yetmezligi olan kisiler
* Troid Hastalari
* Hamileler
* Emziren Anneler
* Gibi rahatsizligi olan kisilerin kullanilmasi tavsiye edilmez!
18 Şubat 2015 Çarşamba
Ses Dalgaları Zayıflatır mı Ultrason Kilo Verdirir mi?
Zayıflama yöntemleri arasında bölgesel incelme yolları öne çıkmaktadır. Bu bölgesel zayıflama yöntemleri arasında ise yüksek frekanslı ses dalgalarının vücuttaki yağ kitlelerinin parçalanarak yok edilmesi ve yağ eritilmesi yöntemiyle kalıcı zayıflama sağlayan ultrasonla zayıflama yöntemi, özellikle kalça, basen göbek ve karın bölgesinde yağ kitleleri olanlar tarafından yoğun ve yaygın bir biçimde tercih edilmektedir.
Yıllardır ses dalgalarıyla yağ hücrelerinin parçalanması hedefleniyor ve bu yönde araştırmalar yapılıyor. Bugün gelinen son noktada hekimler, ses dalgalarını istenmeyen yağ dokusu gruplarında odaklayarak veya direkt uygulayarak imha etmeyi başarabiliyor. Bugüne kadar kullanılan ultrasonlardan farklı olarak 30-50 kilohertzlik dalga boylarında cilt üzerinden çalışan cihazlar, tam olarak yağ dokusunda odaklanabiliyor ve kısmen yağı sıvılaştırırken kısmen de yağ hücrelerini patlatarak ortadan kaldırabiliyor. Bu da her seans sonundaki çevre ölçümlerinde net bir şekilde kendini gösteriyor. 10-15 günde bir, toplam 6-8 seans olarak uygulanıyor. Elbette, buna eşlik eden bir diyet programı da oluyor.
Ultrasonla Zayıflama Yöntemi
Hiç rejim yapmadan, yan etkiyle boğuşmadan, bir saatte fazla kilo ve yağları yakarak yok eden bir yöntem geliştirildi. İsrailli bilim adamları, fazla kiloları ve vücut yağlarını ultrasonla eriten yeni bir cihaz geliştirdi. Zayıflama teknolojisinde çığır açacak olan bu cihazla, zahmetli incelme yöntemiyle ‘liposuction’ da tarihe karışacak.
İngiltere’de yayınlanan The Sunday Telegraph gazetesine göre, geliştirilen alet, şu ana kadar sadece domuzlarda denendi ve olumlu sonuç verdi. Yöntemin ilk klinik denemeleri gelecek yıldan itibaren İngiltere’de yapılacak.
İşte yöntem
Bu yönteme göre aygıt, vücuttaki yağları yakmak için yüksek oranda ultrason dalgaları kullanıyor. Eritilen yağ, kişinin vücudu tarafından emiliyor ve yine vücut tarafından yakılarak yok ediliyor.
Söz konusu aletin klinik denemelerinin başarılı olması halinde, aleti geliştiren kişilere milyarlarca dolar kazandırması bekleniyor.
Dokulara zarar vermiyor
Araştırmayı yürüten Tel Aviv’deki Şiba Tıp Merkezi yöneticilerinden Ami Glicksman da, çalışmaları tamamladıklarını, yağ hücrelerinin seçilerek yakılması ve bu sırada deri, kemik, sinir ve adale gibi diğer dokulara zarar vermemeyi başardıklarını bildirdi.
Bir saatte işlem tamam
Domuzların hiç bir problem yaşanmadan vücut yağlarını yaktıklarını dile getiren Glicksman, uygulamada ameliyathane ortamına ihtiyaç duyulmadığını, herhangi bir ofise gelen hastanın 1 saat sonra tedavisi tamamlanmış olarak çıkacağını anlattı.
Yağın vücuttan atılması işlemini vücudun kendisinin yaptığını, bağışıklık sistemindeki akyuvarların kalıntıları süpüreceğini ve metobolizmanın bu kalıntıları yok edeceğini anlatan Ami Glicksman, bu işlemler sırasında rejim yapmaya gerek kalmayacağını da vurguladı.
ULTRASONLA ZAYIFLAMA
Hiç rejim yapmadan, yan etkiyle boğuşmadan, bir saatte fazla kilo ve yağları yakarak yok eden bir yöntem geliştirildi. İsrailli bilim adamları, fazla kiloları ve vücut yağlarını ultrasonla eriten yeni bir cihaz geliştirdi. Zayıflama teknolojisinde çığır açacak olan bu cihazla, zahmetli incelme yöntemiyle ‘liposuction’ da tarihe karışacak.
İngiltere’de yayınlanan The Sunday Telegraph gazetesine göre, geliştirilen alet, şu ana kadar sadece domuzlarda denendi ve olumlu sonuç verdi. Yöntemin ilk klinik denemeleri gelecek yıldan itibaren İngiltere’de yapılacak.
İşte yöntem
Bu yönteme göre aygıt, vücuttaki yağları yakmak için yüksek oranda ultrason dalgaları kullanıyor. Eritilen yağ, kişinin vücudu tarafından emiliyor ve yine vücut tarafından yakılarak yok ediliyor.
Söz konusu aletin klinik denemelerinin başarılı olması halinde, aleti geliştiren kişilere milyarlarca dolar kazandırması bekleniyor.
Dokulara zarar vermiyor
Araştırmayı yürüten Tel Aviv’deki Şiba Tıp Merkezi yöneticilerinden Ami Glicksman da, çalışmaları tamamladıklarını, yağ hücrelerinin seçilerek yakılması ve bu sırada deri, kemik, sinir ve adale gibi diğer dokulara zarar vermemeyi başardıklarını bildirdi.
Bir saatte işlem tamam
Domuzların hiç bir problem yaşanmadan vücut yağlarını yaktıklarını dile getiren Glicksman, uygulamada ameliyathane ortamına ihtiyaç duyulmadığını, herhangi bir ofise gelen hastanın 1 saat sonra tedavisi tamamlanmış olarak çıkacağını anlattı.
Yağın vücuttan atılması işlemini vücudun kendisinin yaptığını, bağışıklık sistemindeki akyuvarların kalıntıları süpüreceğini ve metobolizmanın bu kalıntıları yok edeceğini anlatan Ami Glicksman, bu işlemler sırasında rejim yapmaya gerek kalmayacağını da vurguladı.
8 Aralık 2012 Cumartesi
kum torbası ile koşmanın faydaları nelerdir
kum torbasi ile kosmanin faydalari nelerdir, faydalarının yanı sıra zararları var mıdır
Kum torbası ile koşmak, normal koşu eyleminde göre bacaklara ekstra yük bindirmektedir. Özellikle kondisyon kazanmak ve zayıflamak için tercih edilen kum torbasi ile koşmak, aşırıya kaçılmadığı sürece sağlığa herhangi bir zararı olmayan bir spor egzersizi türüdür. Ancak burada dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardır. Birincisi kum torbasının ağırlığının iyi ayarlanması gerekir. Bacağın ve bacak kaslarının alışık olmadığı bir ağırlıkta kum torbası kullanmak, bacaklarda ciddi manada kas yırtılmaları, menisküs ve incinmelere bağ dokusu zedelenmelerine yol açabilir.
Diğer yandan dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise kum torbası ile koşu yapılan zeminin yumuşaklık ve sertliğinin iyi ayarlanmasıdır. Aşırı yumuşak zeminde koşmak sizleri çok aşırı yorar ve kardiyo egzersizi yapmak için pek uygun bir yöntem değildir. Sert zeminler ise eklemlere zarar verebilir. Bu nedenle bu noktalara dikkat edilerek kum torbası ile koşma egzersizleri yapılması yerinde olacaktır.
Kum torbası ile koşmak, normal koşu eyleminde göre bacaklara ekstra yük bindirmektedir. Özellikle kondisyon kazanmak ve zayıflamak için tercih edilen kum torbasi ile koşmak, aşırıya kaçılmadığı sürece sağlığa herhangi bir zararı olmayan bir spor egzersizi türüdür. Ancak burada dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardır. Birincisi kum torbasının ağırlığının iyi ayarlanması gerekir. Bacağın ve bacak kaslarının alışık olmadığı bir ağırlıkta kum torbası kullanmak, bacaklarda ciddi manada kas yırtılmaları, menisküs ve incinmelere bağ dokusu zedelenmelerine yol açabilir.
Diğer yandan dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise kum torbası ile koşu yapılan zeminin yumuşaklık ve sertliğinin iyi ayarlanmasıdır. Aşırı yumuşak zeminde koşmak sizleri çok aşırı yorar ve kardiyo egzersizi yapmak için pek uygun bir yöntem değildir. Sert zeminler ise eklemlere zarar verebilir. Bu nedenle bu noktalara dikkat edilerek kum torbası ile koşma egzersizleri yapılması yerinde olacaktır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)